Kayıtlar

Mart, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gecenin en huzurlu anı

Resim
Ve uzun zaman sonra ilk kez böylesine huzur doluyum!  Yaşasınn!  Elbette yaşanacak çok güzel bir hayat vardı ve ben daha çok başındaydım. Elbette yeniden o mutluluğu bulacaktım ve buldum. Üzgün hissetmemek nedir bilir misin? Aylardır içine saplanıp kendine yer edinmeye çalışan o kayayı kaldırıp atmanın verdiği o huzuru.. Başarabilmiş olmaktan aldığım o hazzı sana anlatamam!  ÇOK MUTLUYUM!  Çünkü tuttum kendime verdiğim sözleri. Çünkü huzurlu hissediyorum. Çünkü BEN gibi hissediyorum çooookk uzun bir zaman sonra. Hatta öyle uzun bir zaman ki öncesini hatırlamıyorum. ' Ben' im artık, sadece ben. Kahkahayı seven ben. Sevgiyi seven..  BAŞARDIM CANIM OKUYAN, BAŞARDIM! Öyle güzel ki bu his çıkıp koşmak istiyorum sokaklarda.  Bahar da geldi zaten! Ohh mis! Metonyaya Leyla'sıyla pikniğe gitmiş Mecnun gibi dans edesim var:  'Çiçekkler açsın böceklerrr uçsunnn...'  E tabi ki izledin Leyla ile Mecnun'u! Metonya'yı bilmiyorsan, o dansı bilmiyorsan kapa kapa g...

Gecenin en sarhoş anı..

Sarhoşum aslında ama farkında değil kimse... Çünkü çok içtiğim için değil çok düşündüğüm ve sadece günler sonra nedensizce böylesine yoğun şekilde aklıma geldiğin için bu sarhoşluk!  Biliyorum, gideceksin iyice. Biliyorum, yeni seanslardan sonra düşünmeyeceğim bir daha böyle şeyler!  "Hoşça kal sevgilim!" diyemedim gitmek istediğinde ama şimdi öylesine hazırım ki göndermeye seni; doya doya söylüyorum içimden. Her vedamı duyduğunu, hissettiğini biliyorum. Yaşadığımız bunca şey boşuna değildi, eminim. Çünkü tesadüf değildi. Öğreneceklerimiz varmış.  Ben mesela öğrendim artık birini sevmeyi,  birinin beni sevmemesini,  birine veda etmeyi,  tek kalmayı,  tek olarak yaşama tutunmayı, savaşmayı,  tat almayı,  nefesimi tutmayı,  nefes almayı yeniden öğrenmeyi  ve can acısına çare olmayı.  Gidiyorsun.. Gidişini izliyorum bir kez daha. İlkinde "Gidiyorum" dedin, gittiğini sandın; izledim. Ama bu sefer daha far...

Çünkü gitmen gerekiyor-du...

Gitmen gerektiğine karar verdim. 'Gidiyorum' dediğinde gidemediğini biliyoruz. Senin gitme zamanın esas şimdi geldi!  Neden mi?  Çünkü BEN ÖYLE İSTİYORUM!  Çünkü gitmelisin.  Çünkü artık var olman benim için bir şeyler ifade etmiyor. Çünkü varoluşun beni var etmiyor artık.  Çünkü SIKILDIM SENDEN!  Çünkü acı çeken biri olmak yordu beni. Çünkü mutsuz olmak bana yakışmadı; çirkinleştirdi hep.  Çünkü hâlâ nefes alıyorum.  Çünkü gitmek istedin.  Çünkü GİTTİN!  Ne güzel demişti şiirde "Sen bana gitmek için gelmiştin.."  Artık anladım. Gitmen gerekiyordu; gittin.  Hayatı bir başına yaşamam, her anından sadece kendim için tat almam gerekiyordu. Tüm bunlar için alıp başını gitmen gerekiyordu.  Güçlü olmayı öğrenmeliydim. Sensizliği tanımalıydım. 'O'na söylerim halleder'lerim olmamalıydı; kendim halledebilmeliydim.  Artık daha mutluyum biliyor musun? Artık bir şeyler daha güzel aslında. Ben yen...

Cumartesi Karmaşası

Rüyaları yakabiliyor muyduk canım okuyan?  Saklamayın bak benden! Yakılabiliyorsa şayet ben kendim de içindeyken yakacağım rüyalarımı. Baştan almalı en iyisi...  Neydi rüya? Ne demekti? Neden görürdük ki? Uykuda ele geçirip üstüne bir de neden üzerdi? Tüm gün nasıl etkileyebilirdi? O kadar olay, o kadar insan, o kadar his nasıl sığardı ki zaten azıcık zaman harcadığım o uykulara?  Sorular geçiyor aklımdan yine sayısız.. Cevaplar mı? Tabi ki yok! Ne zaman cevaplarım oldu ki zaten benim? Hem zaten cevaba ne gerek var ki? Peki sen hep cevap almak için mi sorarsın sorularını bu hayata?   Ben cevapları sevmiyorum galiba. Dünyayı merak ediyor, sorular soruyorum; iş cevaplara geldiğinde dayatacaklarsa benimsedikleri doğrularını, istemiyorum cevapları! Kendi dünyamda, kendi meraklarımla mutlu olabilirim.   Yahu ne diyorum ben?! Ne diyordum? Ben yazmaya başladığımda ne anlatacaktım? Unuttum bak! Zaten unuturum ben hep ne diyeceğimi. O kadar şeyi unutup da bir seni nasıl...