30'a 1 kala. Geleceğe İz Olsun.

 Vay be! Buraya gelip de kendi kendime dünyadan uzak, sadece bir kişiye açık bir dünya kurmaya başlayan 19 yaşındaki kız şu an 29 yaşında. 10 yıl! İnanılır gibi değil. Düşmeler, kalkmalar, sevmeler, sevilmeler, özlemler. Hatta öyle bir 10 yıl ki ne devirler açtı kapadı hayatlarımızda, inanılır gibi değil. Sadece kendi hayatlarımızda da değil hem de, pandemi, savaş, depremler, kayıplar, sevinçler ama bolca da üzüntüler ve umutsuzluklar doldu bu 10 yıla. Kendi küçücük hayatlarımızın içinde iyi hissetmeye çalışmaya mahkum ettiler ve işin garibi tüm bu koşuşturmanın orta yerinde büyüdük gittik ve adımıza artık 'yetişkin' dediler.

Kendimi hiç 'büyümüş' hissedecek miyim? Yorgunluğuma baktıkça büyüdüğümü anlasam da ruhumda kanat çarpan bir kuş var ki vazgeçmiyor 'büyümemekten'. Biliyor musun, geçtiğimiz 10 sene çok zordu. Neredeyse tüm temellerim yıkıldı, her şeyi yeni baştan inşa etmek zorunda kaldık. Geçmişin tozu toprağı bazen öyle bir yıkıldı ki üstüme, geçmeyecek sandım. Ama garip ki hepsi geçti. İzler bıraksa da geçti, gitti. 

Burada yazmaya başlayan kızın ne kadar farklı hayalleri vardı kendiyle ilgili. Hayattan ne çok beklentisi vardı. Şimdiki beni görse mutlu olur muydu acaba merak ediyorum... Tabi bir de her ne olursa olsun değişmeyen şeyler de var. Mesela 'O', hala benimle. Biz, hala biz'iz! Hayal ettiğimiz bir ev vardı, birlikte uyuyup birlikte uyanacağımız hani, her şeyin her köşesinin bizim istediğimiz gibi olacağı, dışarıdaki tüm kötülüklere karşı kalemiz olacak olan... "O evi kurduk biz" demek isterim 10 sene önceki kıza koşa koşa gidip. Gözleri ışıl ışıl, tek derdi birlikte daha çok vakit geçirmek olan o iki güzel çocuğa gidip "Çok zor oldu, çok yoruldunuz, hala her şey çok yorucu ama gene de başardınız!" diye sarılmak isterim mesela. Tabi bir de eklerim, " Aferin size! Hayal kurmaktan hiç vazgeçmediniz. Hayat kırıp dökse de, çookk değişseniz de birbirinize sarılıp nefes almaktan hiç vazgeçmediniz." diye.

Bir de mavi var. İçimde kanat çırpan o kuş var. İkisi de hiç gitmedi. Hayat yerlerde sürüse de bazen tutunmayı çok zorlaştırsa da bana dair bu ikisi hiç gitmedi. Hala saçımda maviler var, renkler çok değişti zaman içinde ama dönüp dolaşıp mavide buldum ben kendimi. Doğalım oldu, herkesin gözünde de ben oldu mesela. Bir de o kuş, ah o kuş! Yorgun hissediyor çoğu zaman, kafese kapatılmış gibi geldiği çok oluyor ama yine de umutlu. Ben düşsem de o kalkıyor bir şekilde. Ne yapıyor ediyor uçuyor. O uçtukça ben de ben olabilmeye devam ediyorum bir şekilde. 

Ve sen canım okuyan, birlikte büyüdük seninle. Çok şükür. Göz göze çok ağladık, çok kahkahalar attık. Seninle de sarılınca dünyaları durdurmayı hiç bırakmadık. Şu sıralar çooookk özlüyoruz birbirimizi çooookk ayrı düştük ama olsun hala biz'iz seninle de. Eşek kadar insanlar olduk ama Shrek 5 çekiliyor mesela, ona heyecanlanıyoruz!


10'lu yaşların sonunda dökmeye başladım burada içimi şimdi 29'dan 3 ay yedim bile. Buraya geldim uzun zaman sonra, eskiyi okudum. Okudukça o günleri hatırladım. Bu yazıyı da bu yüzden yazmak istedim. Belki 30'ların sonunda da bir Z raporu alırız birlikte, o zamandan bakar bu zamana gülümseriz, kim bilir? Hayat akıyor, vuruyor, kırıyor bazen de çok şevkatle sarılıyor. Çok bazen yapıyor bunu ama yapıyor. Hayal etmekten hiç vazgeçmedim canım okuyan. Hayal kurmamak o kadar acıtıyor ki canımı, gerçekleşmeyen hayaller bile o kadar incitemiyor beni, artık bunu anladım. Bir de yalnızlığı sevmekten vazgeçmedim, yaşım büyüdükçe kendi kendime en iyi arkadaş da ben oldum. Tek büyüdüğümden herhalde, en iyiyi gene kendimle kaldıkça buldum. Kendime kaçmalar daha da iyi gelmeye başladı büyüdükçe...

Hı tabi bir de gökyüzü var. Hala nefes almayı hatırlatan tek şey orası. Yeşilin ve mavinin orta yerinde kendimi bulmalarım hiç değişmedi. Hala o anın hissini hiçbir şeyde bulamıyorum. Yüreğimi dolduran, ben olduğumu hatırlatan, her şeyi arkada bırakmamı sağlayan tek şey o anlar. Artık daha da zor yaşayabiliyorum o anları, hayat denen şey o kadar çok koşuşturmaca ve sürekli bir şeyleri yapma çabası ki, şimdilerde o anlar daha da değerli yüreğimde.


Sözün özü, büyüdük be! Düşe kalka, yeni güne uyanmaya sebepler bula bula, hayata inat, büyüdük. Büyümekten hoşlanmasak da büyüdük. Bakalım bundan sonrasında neler getirecek hayat bilinmez ama dilerim ki hayallerimizi gerçekleştirmek bundan önceki dönem kadar zor olmaz. Mavisi, yeşili, gezmesi, nefes almaları, sevgisi, mutluluğu bol olsun. Evet, ben hala böyle ihtimallere heyecanlanıyorum; "büyüdü ama asla akıllanmadı bizim kız" dersiniz :)


-Öperler. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadi dövme yaptıralım!

Dönüşüm..

Yaşamın orta yerinde çırpınıyor kelebek!