Dibin dibi.

"bağrımda durmadan öten dertli bülbülün mecali kalmadı artık, sustu"
Ah, bazen şarkı diye yazıyorlar ya hani içimi
en çok o zamanlarda mutlu hissediyorum kendimi.
Mutlu hissetmek.
Ne uzak şu sıralar hem de ne yakın. Mutluluğun ucu alınan haberlere bağlı bu günlerde, nereye çekerse oraya dönüveriyor.
Şarkının devamında söz edilen yürekteki ateş öyle bir hal aldı ki
sular seller olsa aksa gene de kurutamaz içimi.
Dibinde dibi sanki buralar.
Tırmandıkça biraz daha düşüş gibi.

Çıkılacak elbet biliyorum,
birilerinin geçecek demesi zamanlarını çoktan geçtim.
Geçecek, biliyorum,
ama bir an önce geçsin istiyorum!
Bitecek, biliyorum,
ama beni de bitirmeden bitsin istiyorum.!
Sürecekse de tutunmama yetecek dalı uzatsın istiyorum.

Kafamı pencereden güneşe uzatıyorum, yıkasın beni, aydınlatsın yüreğimi diye;
olmuyor. 
Kafamı pencereden yağmura uzatıyorum yıkasın beni, alsın götürsün düşünceleri aklımdan uzağa diye;
olmuyor. 
Toprağa değmeden topraklanamıyormuş insan.
Bir görüntüde gördüğü denize, duyduğu dalga sesine göz yaşı dökebiliyormuş.
Burnuna 'can' olanın kokusu geliveriyormuş bir de... En içinden çıkılmazı da o oluyormuş.

Kanatlar takıp uçabilmek isterken görünmeyen bağlarla bağlanmak öyle acı ki.
Özgürlüğü özlemek. 
Sevgiyi özlemek.

Huzurlu hissedebilmeyi özledim. Her şey yolunda olmasa da yoluna sokabilecek güçte olmayı..
En büyük özgürlük de oymuş zaten,
hayat bunu da öğretti.

Uyusam
keşke.
Öyle bir uyusam ki
uyanınca
geçmiş olsa...



-Öperler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadi dövme yaptıralım!

Dönüşüm..

Yaşamın orta yerinde çırpınıyor kelebek!