23 mü? Hayır!
Biliyor musun Canım Okuyan, ben 23 oldum!
İnanılır gibi değil.
19'dum buraya geldiğimde. Burası mı uğurlu gelmişti, 19 mu, yoksa yeniden başlamaya olan inancım mı bilmiyorum ama o zamanlar kelimenin tam anlamıyla 'efsane'ydi!
Şimdi mi? Şimdiden emin değilim. Artık hiçbir şeyi öyle yürütemiyorum. Kendime ait alanım yok. Kendime ait planlarımın suya düşmesi de alıştığım rutinlerden. Ben toparlanıp planlar yaptıkça çevremde enerjimi çeken ve benim de köşeme çekilmemi sağlayan durumlar dolup taşıyor.
Olsun. Ben yine de umut ediyorum. Belki de o ayakta tutuyordur beni. Bilmiyorum.
Yaşım büyüdükçe bu durumdan artık hoşlanmadığımı fark ediyorum. Öyle yaşlanma gibi konular umurumda olduğu için de değil bu hoşlanmama durumu. Yeni yaşımın eğlenceli dönemleri geride bırakıp durmasına dertleniyorum. Yaşamam gereken hayatın içinde olamamak sinirlerimi bozuyor. Hayat kavgası denen o girdaba yenik başladığımı kabullenmek başlıca bir huzursuzluk sebebi zaten...
Buraya geldiğimde her şeyin başlangıcıydı. Şimdiyse sonu. Her şeyin derken tabi hayatla ilgili her şeyin değil. Buraya geldiğimde hayatımın en heyecanlı, en eğlenceli zamanlarının başladığının farkında değilmişim. Bazı şeyleri es geçmesem daha iyiydi tabii ama bulunduğum bu finalde yaşadıklarımdan mutluyum. Artık savaş zamanı. Batmış bir dönemin ortasına atacaklar bizi, imkan verilse de tüm özgürlüğü kapının dışına atıp günlerimi saatlerimi sadece yaşamın idaresine yetecek kadar parayı bana verseler diye paralayacağım kendimi. Ne yazık.
23! Ruhumda karşılığını bulmayan bir yaş. Zaten güzel de gelmedi hiç. Belki baharla birlikte 23 de yeşillenir diye umuyorum.
Bu tam anlamıyla bir iç döküş oldu. Kendimle konuşmam belki de. Aslında buradaki her şey kendimle konuşmak değil mi sahi?
Peki ben neden burayı sadece kendime ayırdım. Ha pardon bi' de sana!
İnanılır gibi değil.
19'dum buraya geldiğimde. Burası mı uğurlu gelmişti, 19 mu, yoksa yeniden başlamaya olan inancım mı bilmiyorum ama o zamanlar kelimenin tam anlamıyla 'efsane'ydi!
Şimdi mi? Şimdiden emin değilim. Artık hiçbir şeyi öyle yürütemiyorum. Kendime ait alanım yok. Kendime ait planlarımın suya düşmesi de alıştığım rutinlerden. Ben toparlanıp planlar yaptıkça çevremde enerjimi çeken ve benim de köşeme çekilmemi sağlayan durumlar dolup taşıyor.
Olsun. Ben yine de umut ediyorum. Belki de o ayakta tutuyordur beni. Bilmiyorum.
Yaşım büyüdükçe bu durumdan artık hoşlanmadığımı fark ediyorum. Öyle yaşlanma gibi konular umurumda olduğu için de değil bu hoşlanmama durumu. Yeni yaşımın eğlenceli dönemleri geride bırakıp durmasına dertleniyorum. Yaşamam gereken hayatın içinde olamamak sinirlerimi bozuyor. Hayat kavgası denen o girdaba yenik başladığımı kabullenmek başlıca bir huzursuzluk sebebi zaten...
Buraya geldiğimde her şeyin başlangıcıydı. Şimdiyse sonu. Her şeyin derken tabi hayatla ilgili her şeyin değil. Buraya geldiğimde hayatımın en heyecanlı, en eğlenceli zamanlarının başladığının farkında değilmişim. Bazı şeyleri es geçmesem daha iyiydi tabii ama bulunduğum bu finalde yaşadıklarımdan mutluyum. Artık savaş zamanı. Batmış bir dönemin ortasına atacaklar bizi, imkan verilse de tüm özgürlüğü kapının dışına atıp günlerimi saatlerimi sadece yaşamın idaresine yetecek kadar parayı bana verseler diye paralayacağım kendimi. Ne yazık.
23! Ruhumda karşılığını bulmayan bir yaş. Zaten güzel de gelmedi hiç. Belki baharla birlikte 23 de yeşillenir diye umuyorum.
Bu tam anlamıyla bir iç döküş oldu. Kendimle konuşmam belki de. Aslında buradaki her şey kendimle konuşmak değil mi sahi?
Peki ben neden burayı sadece kendime ayırdım. Ha pardon bi' de sana!
-Öperler.
Yorumlar
Yorum Gönder