Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kitap.

İçimden geldi karalamak bir şeyler. Bu sefer üzgün değilim, bence mutluyum da. Öyle duygusal şeyler çıkmaz bu gece, ilaç etkisindeyim. Hasta yatağımdayım,  olsun, iki üç mikrop girmiş azıcık yat dinlen demiş bana, yatalım bakalım.. Bir sürü kitap aldım kendime, şiir kitabı çoğunluk. Şiir yanı eksilmişti sanki ruhumun. Çölden gelmiş birinin suya saldırması gibiydi bu alışveriş. Şiirler hediye ettim kendime, ruhum şenlensin diye! Bir süre hayatın garip girdabında ne kitaplara ne şiirlere zaman ayırmamışım, ayıp bana. Öyle kötü hissettim ki kendimi. Şimdi her boşluğu sayfalarla doldurmaya çalışıyorum. Ama eski okumalarımı düşündükçe o günleri özlüyorum. Kitaplarda yok olurdum.. Şimdi öyle olmuyor, belki kitapların içeriğini tutturamadığımdan belki de eskinin yalnızlığı olmadığından.. Tüm günü yalnız, sessizlikte geçirdiğim yıllarda kitaplarda yaşardım, şimdi öyle bir ortamım yok maalesef. Olsun, kitaplarım olsun az çok farketmez! Okumak lazım canım okuyan! Karanlığa set çeken tek ...

Öyle olsun.

Resim
"O her zaman gülen yüzün bazen hüzünlü bir şarkıdır." Pinhani. Çok seviyorum. Mutlu anlarımda da hüzünlendiğimde de mutlaka o anımı güzelleştiren bir şarkıları oluyor.  Ama tabi ki konumuz bu değil. Bir histen bahsetmek istiyorum. Benim için bir deneyime dönüşen. Ezberlediğim. Boğazda duran taşın mideye çakılmasıyla başlayıp yutkunamama, ağlayamama, konuşamama, için ayrı konuşurken dışından tepki verememe semptomlarıyla kendini gösteren bir deneyim. Ezberledim. Hayatın ta kendisi gibi. Acı. Garip. Tatsız. Aniden... Bir söz (genelde bir haber oluyor bu), bir olay, bir tepki, vs. İşte o an sıra her neydeyse onu yaşıyorum sonrasında taş çakılıyor mideme! Susuyorum o an. Hissizleşiyorum. Küsüyorum herkese ve her şeye. Kendi tepkilerimi ve sözlerimi veremez oluyorum. İçimde "ama..." lı hayal kırıklıkları dizilirken dışım bazen "Olsun" diyor, bazen "Napalım" diyor ama en sık olarak sadece fısıldıyor "ANLADIM". Oysaki hiç anlamıyorum...