Özlemek.

Gök gürlüyor.
Evet. Herhangi bir betimleme yapmayacağım.
Gök gürlüyor. Ve ben korkuyorum.
Korku mu bu? Bilmiyorum.
Titreme. En derinimde.. Issızlık hissi. Saklanma ihtiyacı. 
Korku mu oluyor bu? Bilemedim.
Eh zaten bilinmezliğin efendisiyim.
Gök gürlüyor.
Duymamak için müzik açmaya karar veriyorum fakat bu sefer de hangi şarkıyı dinlemek istediğimi bilmiyorum.
En iyisi boşvereyim.
Zaten başım da ağrıyordu.
Yok yok. Bi' şarkı vardı, onu dinleyeyim. Neydi o?
Al işte! Bulamıyorum!
Neydi.. Neydii...
Aman.. O şarkı yoktur zaten. 
Tabi canım. Yoktur. Olsa ben hatırlardım.
Neyse.
Şuraya birkaç aforizma mı sallasam? Yok canım! İyice saçmaladım.
Ama işte gök gürlüyor!
Titriyor içim.
O zaman istediğim kadar saçmalayabilirim. Di mi?
Hem zaten O da burda değil! Olsa böyle mi olurdu?
Hah! Ne sandın? Bu huysuzluğun sebebi başka ne olabilirdi?
Yetmiyor! Dünyanın tüm zamanları bizim de olsa ayrılık ateşi düşünce cana, ne ruh kalıyor ne beden bende.
Gök gürlüyor. Titriyor içim. Bastıracak tek müzik kalbinin ritmi. 
Evet, uzakta olan hani.
Neyse.. 
Üzülmenin vakti değildir baharlar.
Ama yağmur yağıyor, gök gürlüyor! O zaman bu yaşadığım da bahar değil.
O zaman ben biraz üzüleyim. Ama biraz. Çok az. Yani işte ne bileyim üzülmek bu, ayarlanır şey değil.
Ama çok olmayacağına da söz verebilirim.
Çünkü,
Gelecek!
Kapkara bulutlar çekip gittiğinde bahar çiçekleri açtıracak gönlümde...





Not: Bugün bu yazı kadar tersim (somurtan emoji)



-Öperler.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadi dövme yaptıralım!

Dönüşüm..

Yaşamın orta yerinde çırpınıyor kelebek!