Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hafızama Düş.

Resim
Ve evet yine ben. Geldi yine bir şeyler ve geçmeyi planlıyorum yine içinden içimin, yani senin, yani bizim. Ne yaparsam yapayım gidemiyorum bizden öteye ve her nefes alışımda bunu öğrenmek beni nasıl oluyor da bu kadar mutlu edebiliyor anlamıyorum. Ben'i aradım geçen gün. Bulamadım. Sen var mısın diye bakındım, ben'i aramaktan daha zordu ama anladığım kadarıyla sen de yoksun içimde. Bulduğum tek şey Biz'di. Her ne yapılacaksa biz yapardık, biz başarırdık, biz gülerdik, biz özlerdik. Gelecek Biz'iz. Geçmiş ise gölgemizde kalmış, görünmüyor. Bir yol buldum kendi kendime ve sana da anlatmak istedim, bizim için: Eğer bi gün olur da ufacık bir değişme görürsek bizde, bir hatırlatma oyunu oynayacağız. Birbirimizi tanıdığımız zamanki hatta tanımadan önce kurduğumuz o bağı hatırlatacağız bize. Birbirimize ilk aşık olduğumuz, içimizin ilk titrediği o anı.. Bedenlerimizi ilk görüşümüzü, ilk dokunmayı, ilk öpücüğü. Tüm bunları yaşarken içimizdeki kalbin çıkacakmış gibi ...

#SevgiliyeNotlar2

Her gün biraz daha büyüyorum seninle. Kafam karışıyor düşünürken ama kalbimde hiçbir karışıklık olmadığından oldukça eminim. Çünkü sen, sensin. Hani o 'en sevdiğim' olan. Benim olan,  bana dair sevdiğim ne varsa bedeninde hayat bulduran. Canını katınca ömrüme, gökkuşağı tadı veren. Çünkü sen, sensin. Ömrüm gibi hissettiğim. Bitmesini, gitmesini hiç istemediğim. Gözlerine bakınca zaman dursun istediğim. Yanında adımı unuttuğum.Canımın en derin köşesi. "Geleceğim o olsun!" diye dualar ettiğim. Çünkü sen sadece sensin.Sadece sen olduğun için mutluluğuma sebep olan... Evet, korkuyorum. Bir şeyler kötü olur diye. Cahilim yanında, çocuğum belki... Evet, korkuyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Hem çok hızlı hem çok yavaş gibi her şey. Ne yaparım? Nasıl anlatırım? Senle ilgili ve seni etkileyen tüm bu hisleri hangi kelimelerle anlatırım? Bilemiyorum. Ama dedim ya, Çünkü sen sensin! Anladığını biliyorum. Bakınca gözlerime sıcacık kahverengilerle, anladığını ...

Pattis Effect!

Uzun zaman sonra tam oturdum yazı yazıcam Hop! Bir gereksiz iş daha çıkarıyorlar önüme. Şarkılarımı dinlemişim.. Hava da tüm günün yakıcılığını atmış üzerinden, hafif hafif esip serinletiyor.. Derkeenn! Lanetin birinin egosu istedi diye hiç gereği olmayan bir iş yapmam gerekti. Neler de yazacaktım oysa.. Hepsi çıktı gitti aklımdan. Geriye küfürler kaldı. Bolca sinir harbi. YETER! Cidden yeter! Kendimle kalmak, kendim için bir şeyler yapmak istiyorum. Aklıma gelmişken kendime de not bırakayım şuraya: İlerde 'öğretmen' sıfatına bürünürsen, 'öğrenci'lerin hayatı yaşaması gerektiğini sakın unutma! Hı bi de, pattis olma, efsane ol! ;) Cinleri topladığıma göre tepeme azıcık partilesek mi? He evet şu cümleden sonra artık iyice bırakmaya karar verdim bu işi. Ne umdum ne buldum. Aah be canım yazı, Yok yere hiç oldun. İyi mi? -Öperler.

Özlemek.

Gök gürlüyor. Evet. Herhangi bir betimleme yapmayacağım. Gök gürlüyor. Ve ben korkuyorum. Korku mu bu? Bilmiyorum. Titreme. En derinimde.. Issızlık hissi. Saklanma ihtiyacı.  Korku mu oluyor bu? Bilemedim. Eh zaten bilinmezliğin efendisiyim. Gök gürlüyor. Duymamak için müzik açmaya karar veriyorum fakat bu sefer de hangi şarkıyı dinlemek istediğimi bilmiyorum. En iyisi boşvereyim. Zaten başım da ağrıyordu. Yok yok. Bi' şarkı vardı, onu dinleyeyim. Neydi o? Al işte! Bulamıyorum! Neydi.. Neydii... Aman.. O şarkı yoktur zaten.  Tabi canım. Yoktur. Olsa ben hatırlardım. Neyse. Şuraya birkaç aforizma mı sallasam? Yok canım! İyice saçmaladım. Ama işte gök gürlüyor! Titriyor içim. O zaman istediğim kadar saçmalayabilirim. Di mi? Hem zaten O da burda değil! Olsa böyle mi olurdu? Hah! Ne sandın? Bu huysuzluğun sebebi başka ne olabilirdi? Yetmiyor! Dünyanın tüm zamanları bizim de olsa ayrılık ateşi düşünce cana, ne ruh kalıyor ne beden bend...

Işık.

Sonların ve sonsuzluğun orta yerinde bir savaşı kaybetmekteyim. Nedenim yok. Sonucum kayıp. Bedenimin ağrılı çatlaklarından sızan mutluluk damlalarıyla içimdeki mutsuzluk denizini örtme peşindeyim. Buraya ait değilim. Herkes yabancı. Bir savaşın orta yerine fırlatıldım.Yaralarım açık, kan revan içindeyim. Sonların ve sonsuzluğun orta yerinde bir savaşı kaybetmekteyim. Sonlarım sonsuz. Beni bu hale sokanları affetmeyeceğim. Kanıyor içim. Dışımdaki bu yüz kimin? Sonumu getirenlerden kaçıp sonsuzluğu göğüslemeliyim. Bir ışık var sadece tutan beni. Bir ışık. Güç olan. İçimi akıttığım. Mutsuzluk denizini yenecek damlaları getiren bir ışık. Buraya ait değilim. Işığa aitim. Her şeyi geride bırakıp ona yürüyeceğim. Bir savaşın orta yerine fırlatıldım. Yaralarım açık. Işık sarıyor her birini; yavaşça, sabırla.. Buradan gitmeye yeminliyim. İçimdeki mutsuzluk denizini kurutmak niyetim. Ama yine de, Beni bu hale sokanları affetmeyeceğim.

Ayıraç.

Resim
"Mükemmel aşkı yaratmak yerine, vaktimizi mükemmel aşıklar arayarak heba ettik." Bir kitap ayıracında yazan bir cümleden de hayat dersi çıkarılır mıymış? Ben çıkardım. Düşün şimdi. Sen de çıkaracaksın. Şimdi, tam da şu anda neden mutluyum diye sor kendine. Ben, kendi adıma söylemeliyim ki, mükemmel aşkı yarattım. Ve sırf bu yüzden mutluluğun en büyüğünü çekiyorum nefes diye içime.. Ah! Bu nerenin egosu böyle?! İşte şimdi kendime kızdım.. "Biz" mükemmel aşkı yarattık. Biz! Huzurun diğer adı olan. Hem de mükemmel aşıklar olduğumuz için değil; sevgiyi birbirimizle tamamladığımız için. Şarkıları tutup birbirimize tamamlayacak kadar düştüğümüz için sevdanın en huzur noktasına. 'Sevgi kurtaracak hepimizi.' diyebildiğimiz için. 'Aşk' dediğimiz tek hece üç harften oluşan şu kelimenin akıllardaki anlamına pek katılmadığımızdan belki de.. Bu sefer kendi adıma konuşmayı isteyerek söylemeliyim ki, ben birlikte yarattığımız bu sevgi dolu hayata ...

Kadından Çocuk.

Ve şüphesiz ki gelmiş geçmiş en iyi albüm Sezen Aksu'nun Düğün ve Cenaze'sidir. İnsana dair.  Kadını anlatır.  Acıklıdır ama balkan ezgileri omuzlarınızı oynatır sessizce.Gözyaşınız karışır dansınıza. Aldatılmış hissedersiniz. Ağıt yakarsınız. Ah edersiniz. Kalbinizde ölmüş olanlara... Yastığına bastırdığı hıçkırıklarını sabahın aydınlığıyla gizleyen her kadına dert ortağı olursunuz her şarkıda. Düğün tadında bir Cenaze istiyorum galiba. Benim ardımdan 'Renkli ve Eğlenceliydi!' desin herkes,diye. Hı bir de işte böyle her şarkıda başka bir ruh haliniz beliriverir. Mesela 'ölüm' düşünürken birden baba evinden çıkmaya hazır bir gelin olur hem ağlar hem gidersiniz. Aaaaaaahh! der incecik sesiyle yüreğiniz akar onunla bir.  Kendi içimi buluyorum o albümde galiba, hepsi bu. Kasetler diyorum canım okuyan. Onları daha çok seviyorum galiba ben. Aynı benim gibiler. Eski ama yeni. Teknolojik ama bir o kadar da değil. İçine her istediğinden koyarsın azar...