Gecenin Mucizesi


'Bir mucize bekle!' diye fısıldadı gece.
Duydunuz mu? 
Ben duydum.
 Tam da yüreğimin en derininde, tam da ihtiyacım olduğu anda, 
fazla derinden. 
Oysaki çoktan yakaladım sanmıştım mucizeyi.
 Eski bir hikayenin son sayfasını gördüğümde gerçekleşti sanmıştım.
Demek ki daha gerçekleşmemiş.

Ve geri döndü kelebekler.
Mucize umutları serpildi ya yüreğime, doğru demek ki içimdeki kelebek kanatlarının sesleri!

...

Belki de baştan yazmak lazım hikayeyi 
en gerçek halinden.. 

...

Bir zamanlar bir Tırtıl varmış;
gözünü dut yaprağı ile açan, 
hayatı o sanan, 
ondan beslenen ve onunla büyüyen.. Sonsuzluğa inandırılan, her yer dut yaprağının yeşiline boyalı kalacak diye düşünen...
Hayatı mutlu gidermiş, en azından o öyle bilirmiş. Tek hayali bir gün kelebek olmakmış, çünkü öyle demiş yaprak ona. 

"Bir gün çok güzel bir kelebek olacaksın!"

Dut yaprağı her geçen gün solmaya başlamış. Her geçen gün daha da uzaklaşmış. Her geçen gün kendi sonunu hazırlamış.

Sonra bir gün karanlık gelmiş! Nefes alamaz olmuş tırtıl. Susmuş, içine dönmüş. Hayat bitti sanmış. Hissedemez olmuş yaprağı. Her geçen gün daha da gömülmüş karanlığa ve yitirmiş umutlarını Kelebeklere dair. 
Artık yokmuş dut yaprağı. Artık yokmuş kelebek olma hayalleri. Artık tırtılın kendine dair elle tutulur yanı yokmuş. "Burası sonun da sonu!" demiş tırtıl. 
Ama işte bilememiş o karanlığın Koza olduğunu! Içinde debelendiğinden görememiş aslında hayatın bir dönüşüm olduğunu! 
Uzun süren karanlığın ardından, artık tam da 'bitti, daha fazla acıyamam.daha fazla yok olamam!' dediği anda tırtılın ışık doğmuş yine gönlünde. Bitti dediği her şey yeni başlamış aslında.
Koza süreci bitmiş ve aslında dut yaprağı en başından beri gideceği günü beklemiş.
Beslemiş, büyütmüş, hayaller kurdurmuş ve zamanı geldiğinde gitmiş. 
Çünkü gitmesi gerekirmiş.
Çünkü gidişi, hayalin gerçekleşmesiymiş.
Çünkü artık tırtıl bir KELEBEKmiş.

...

Evet! 
Aslında hikayenin sonu mutlu bitmiş.
Ve aslında dediği gibi şarkıda 
" Yaprağın kaderi düşmekmiş. "

...

'Bir mucize bekle!' diye fısıldadı gece. Duydunuz mu?
Ben duydum. 
'Kelebek' oluşum mucize sanmıştım;
aslında kelebeğin ömrünün bir gün olmayışını öğrenmekmiş esas mucize.

Tam da gecenin en karanlık yerinde parladıysa mucizenin o güzel ışığı yüreğimde, artık gerçekten söyleyebilirim ki..

Ben artık daha çok seviyorum kelebekleri; içimde uçtuklarından! 




-Öperler.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadi dövme yaptıralım!

Dönüşüm..

Yaşamın orta yerinde çırpınıyor kelebek!